iyinet frmtr trkygnclr webmaster seo yarışması Basketbol Haberleri: Seri Kobe'nin Ellerinde
twitter
    Ne mutlu Türküm diyene!

Seri Kobe'nin Ellerinde


NBA'de final heyecanı tüm hızıyla devam ederken, Los Angeles Lakes-Orlando Magic arasında oynanan 3 maç sonrası açıkça görünen birşey var ki, şampiyonluk ibresi Los Angeles Lakers'tan yana. Henüz geride 3 maç kalmışken, serinin akibeti hakkında konuşmak doğru olmayabilir ama bu 3 maç için söylenecek çok şey var. Belki de bunların en başında LA Lakers'ın süper yıldızı Kobe Bryant'ın şampiyonluk arzusu ve bu doğrultudaki olağanüstü performansları yer alıyor. 
Aslında Kobe Bryant gibi bir oyuncu için çok şey yapmasına rağmen az şey söylenir. Çünkü onun yapabildikleri artık mantık sınırları içerisinde açıklanabilecek şeyler gibi görünmüyor. Şu andaki yaşı itibariyle en olgun basketbolcu dönemlerinden birinde olduğunu ve en olgun performanslarını gösterdiğini söylemek lazım. Özellikle de şutu açısından böyle diyebiliriz. Oyuncu adeta potanın yerini ezbere biliyor, ki Houston Rockets'a karşı oynanan yarı final serisinde Shane Battier'nin gözü kapatan perde savunmasını hatırlarsak, oyuncunun gözü kapalı bile basket bulabildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bahsettiğimiz şeye şöyle bir bakıyorum da, acaba Nba'de bu şekilde adından söz edebileceğimiz kaç isim var ?
Seriye Kobe eksenli bakmaya devam edersek, ilginç bir detay daha gözümüze çarpacaktır. Kobe Magic karşısında ilk maç 40 sayı, ikinci maç 29 sayı ve son maçta da 31 sayı üretti. Bu genelde alıştığımız birşey diyebiliriz. Fakat Bryant'ın finallerde gösterdiği olgunluğa daha da doğrusu liderliğe işaret bir başka nokta ise yaptığı asistler. Bir ara medyada yaptığı asistlere bile kılıf bulanlar oldu ama şu geride kalan 3 maçta iyice gördük ki, Bryant yeri geldiğinde oynadı, yeri geldiğinde de takımı oynatmayı bildi. Geride kalan maçlara baktığımızda oyuncunun asist ortalamasının 8 olması yeterince güzel bir kanıt olsa gerek. Heralde bir maçta iyi asistler yapıp, diğer maçlarda yine topları çarçup edip, kendi kendine oynamaya kalksa, yaptığı asistler de, hırsı da havada kalırdı ama bu kesinlikle böyle değil.
Orlando Cephesi
Bu sezon yaptıklarıyla herkesi şaşırtmayı başaran Orlando Magic takımı, tarihi boyunca yapamadığı birşeyi yapıp, ilk kez finallerde bir galibiyet elde etmiş oldu. Bu sabaha karşı oynanan maçta tarihinin ilk final galibiyetini alan Magic, maçın ilk yarısındaki müthiş şut yüzdesi (%75) ile de final serilerinin ilk yarısına ait rekoru da kırmış oldu. Aynı zamanda Magic'in maç genelindeki %65'lik şut yüzdesi de yine bir rekor olarak istatistikler arasında yer aldı.Tabii bu kadar olumlu şeyden bahsederken, olumsuz noktaları unutmamak lazım.
Rafer Alston (!)
Orlando takımında bir Rafer Alston gerçeği var. Aslında Orlando'da değil tüm Nba'de böyle bir gerçek var. Milwaukee Bucks'ta vardı, Toronto Raptors'ta vardı, Miami Heat'te vardı, Houston Rockets'ta vardı ve şu anda Orlando Magic'te de var. Rafer yıllardır sokak basketbolu oynamış bir oyuncu olarak, Nba'e geldikten sonra bir türlü iki oyun arasındaki farkı ayırt edemedi. Salon basketboluyla sokak basketbolunu ayırt edememesi de, zaman zaman saç baş yoldurtan top kayıplarına sebep oldu, zaman zamansa havalarda uçuşan teknik faullere. 
Aslında Alston'la ilgili ilginç olan bir diğer nokta da, bulduğu birkaç basketin ardından havaya girip kendini karşısındaki takımın yıldızıyla karıştırmak oluyor. Sabaha karşı oynanan maçı 20 sayıyla tamamladı, daha önce de böyle skor yönünden etkili olduğu çok maç oldu fakat bu maçların genelinde absürd top kayıpları yaptığını, zaman zaman saçmaladığını kimse inkar edemez. Takımın oyun kurucu pozisyonunda oynayan bir isim olarak, oyunu ve oyuncuları sakinleştirmesi, daha sağlam oynaması gerekirken, heyecana kapılıp basit hatalar yapması, tribünlerde Alston soyundan isimler görmesi bazen Magic'e pahalıya mal olabiliyor.
Özetlemek gerekirse, Alston şimdiye kadar yaptığı hataları unutup, önüne bakmaya başlamalı. Burası artık sözün bittiği yer. Stan Van Gundy'nin kenarda kalp krizi geçirmesini önlemek ve Orlando Magic taraftarlarını mutlu etmek adına herkesin daha sağlıklı ve şuuru yerinde bir Rafer Alston'a ihtiyacı var.

Serinin Sürprizleri
Lakers'ta...
- Lakers cephesine baktığımızda eleştiri yağmuruna tutulan Derek Fisher'ın önemli katkılarda bulunması büyük sürprizlerden biri olarak gösterilebilir. 

- Bunun yanı sıra oyun kurucu pozisyonundan fazlasıyla sıkıntı yaşayan Lakers'ın yedek oyun kurucusu Jordan Farmar'ın da biraz daha zaman kazanmasıyla beraber etkili olmaya başlaması bir diğer sürpriz olarak nitelendirilebilir. (Gerçi Farmar'ın bazı basketleri Orlando'nun müthiş adam kaçırmalarının sonucu da olabilir ama biz buna gözümüzü kapayalım.)

- Yukarıdaki maddelerle ciddi bir alakası olabilir: Önceki serilerde Phil Jackson'ın başvurduğu silahlardan biri olan ve kenardan muazzam bir enerji getiren Shannon Brown'un sürelerinin her geçen maçın ardından gittikçe azalması hatta son maçta hiç süre alamaması.
Magic'te...

- Herhalde büyük ve sürpriz gibi sürpriz olarak tabir edilebilecek tek şey Jameer Nelson'ın erken dönüşü. Belki tam randımanlı verim alınamayacağı açık fakat Magic cephesi Alston facialarını göz önünde bulundurarak %100 olmayan bir oyuncuya bile geri dönmeyi çare olarak görmüş olabilir.
Son Bir Bakış...
Yazının başında belirttiğim üzere serinin geneline şöyle bir bakarsak, şampiyonluk ibresi kesinlikle Los Angeles Lakers takımından yana. Orlando Magic cephesinde herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor, herkes ekstra çaba sarf ediyor fakat bir yerden sonra da kadrolar arasındaki kalite ve tecrübe farkı öne çıkıyor. Orlando'nun bu sene buralara gelmesi bile kendileri adına gayet güzel ve takdir edilebilecek bir başarı; hatta bu başarı belki de önümüzdeki sene için onlara bir basamak oldu.
Biraz da seri bitmiş gibi konuştum belki fakat seriye şöyle bir bakıp düşünen herkes ibrenin Lakers'tan yana olduğunu görecektir. Lakers'ın belki de tek eksisi, hatta bu Magic'te de var. Uzun oyuncuların unutulması. Lakers'ın Gasol'le topu daha çok buluşturması gerekiyor. Keza karşısındaki Lewis kendisinden kısa ve oynadığı pozisyona göre undersized olarak kabul edilecek bir isim. Gasol'ün de basketbol zekasına şüphe yok heralde. Bu sebeple, ortadaki avantajlı eşleşmeyi daha çok değerlendirmeleri gerekiyor.
Uzun lafın kısası Kobe böyle oynadığı ve oynattığı sürece, gözlerindeki o hırs hiç eksilmediği takdirde Lakers'ın şampiyon olamaması adına hiçbir sebep görünmüyor. Lakers'ın yan elemanlarının kazandığı ivmeyle Kobe'nin alevinin birleşmesi şampiyonluk yolunun apaçık olduğunu gözler önüne seriyor...


0 yorum:

Yorum Gönder