iyinet frmtr trkygnclr webmaster seo yarışması Basketbol Haberleri: Hidayet'li Bir NBA Finali
twitter
    Ne mutlu Türküm diyene!

Hidayet'li Bir NBA Finali

 

HİDAYET'Lİ BİR NBA FİNALİ

NBA'de final serisinin ilk maçı Lakers'ın sahası olan Staples Center'da bu gece başlıyor. Buralardaki medyanın istediği eşleşme (LeBron-Kobe) olmadı ve Magic, Lakers'la finali oynamayı hak etti. Yazının planını kafamda yaparken açıkçası iki ayrı mevzuya değinmek istiyordum; ama sonradan bu fikirden vazgeçerek, tâli mevzuyu, birincisinin içine yedirmeye karar verdim. Arada, size mevzu dışı gelebilecek satırlar görürseniz, lütfen alıcınızın ayarıyla oynamayın; çünkü yazar galip ihtimalle ikinci konuyu ilkinin içine bir yerlere koymakla meşguldür. 

Böyle bir final serisinin okunuşunu kolaylaştırmak adında eşleştirmeler üzerinden uygulamaya karar verdim yol haritasını. Böylesi daha az yorucu olacaktır zannımca. Bu yüzden oyuncuları, koçları ve ekstra unsurları kıyaslamaya çalışacağım yazı boyunca. 

OYUNCULAR


Fisher-Alston: Geçmiş yılları tek tek incelemedim; ama NBA Finalleri tarihinde karşılıklı oynayacak iki oyuncunun bu kadar düşük kaliteli olduğu başka bir sene hatırlamıyorum. İkisi de şaşaalı günlerini mumla arıyor ve Amerikalı'ların "a shadow of his old self" dediği türden bir performans sergiliyor. Fisher bu sene playoff'larda henüz bekleneni veremedi. Arada bir üçlükleri giriyor, hepsi bu. Alston ise tam bir saatli bomba. 27 sayı attığı bir maçın ardından 11'de 1 şut isabetiyle 2 sayıda kalabiliyor bir sonraki maç (bkz. birkaç gün evvelki Doğu Finali). Bu yüzden Orlando taraftarlarının, Alston'un fazla şut kullanmaması için dua etmesi gerekiyor.

Kobe-Lee (Pietrus): Kobe zaten bildiğimiz Kobe. Sayı potansiyeli olarak şu an en iyi oyunucu (her yönden demedim dikkat!) ve kendisini durdurmanın belirli bir formülü yok. Maça başlayacak çaylak Lee'nin ve maçı büyük ölçüde devam ettirip bitirecek Pietrus'un Kobe'yi yavaşlatması (durdurması demedim, yine dikkat!) bu serinin kilit unsurlarından birisi. Pietrus, Ariza'nın Orlando versiyonu. LeBron'u yavaşlatırken (LeBron, Kobe ve Wade gibi oyuncuları en fazla yavaşlatabiliyorsunuz zira) bir yandan da çıkıp gerekli yerlerde şutlarını sokmuştu. Orlando'da yeterince şutör var. O yüzden tek yapması gereken, Kobe'ye oynamak (Kobe'yle oynamak değil elbette) olmalı. Hatta maçın içerisinde belirli bölümlerde Hidayet de Kobe'yle baş başa kalacaktır defansif vazife gereği. 

Ariza-Hidayet: Gururumuz Hidayet, playofflar boyunca gösterdiği yüksek performansı Doğu Finali'nde zirveye çıkararak Türkiye'deki ve coğrafi olarak Türkiye'ye yakın yerlerdeki vatandaşlarımıza uykusuz saatler yaşattı. Ariza ise, bilen bilir, 2007'de Lakers'a Orlando'dan gelmiş bir oyuncu. Eski takımına karşı özel bir hırsla oynar mı bilemem; ama Hidayet Sacramento'da iken 2002 Batı Finali'nde Lakers'a 4-3 kaybettikleri ve hatta 2004'te Spurs'te iken yine Lakers'a kaybettikleri o iki "unutulmaz" seriyi hala hatırlıyordur muhtemelen. Dolayısıyla her iki oyuncunun da bu seriye asılmak için yeterince bahanesi mevcut. Tabii ki, Hidayet, Ariza'nın "bir gömlek üstü"nde gezinen bir oyuncu, her ne kadar aynı anda zıplasalar atletikliği itibariyle Ariza bir kafa daha yukarıda olacak olsa da. Neticede atletizmde Ariza'nın sağlamış olduğu üstünlüğü Hidayet; oyun zekası, "clutch time"daki (son dakikalardaki) üstün performansı, saha görüşü ve pas yeteneğiyle rahatlıkla kapatabilir. Bu noktada, Hidayet'in basit top kayıpları yapmaması ve vasatın altında seyreden şut yüzdesini (playoff'larda şu ana kadar % 41, Cavs sersisinde ise % 39'la oynadı) daha yukarılara çekmesi lazım; ama bu hemen olacak bir şey değil; çünkü Hidayet'in bu sene genel olarak şut yüzdesi % 41 idi, ki kariyer ortalaması % 43'e yakın. Bunda elbette çok üçlük kullanmasının da payı mevcut, inkar etmiyoruz. Hidayet'in iyice aşikar olan en önemli iki özelliği son dakikaları çok güzel oynaması ve takımının gerçek oyun kurucusu olması. Çoğu maçtaki asist sayısı bunu gösteriyor. Cavs'ın yaptığı Hidayet'i West'le savunma yanlışını Lakers da yapıp Hidayet'in üstüne Fisher'ı salarsa, biz Türklere iyi bir bayram yaşatır gibime geliyor. 

Gasol-Lewis: İşte en ilginç ve bir o kadar da kritik bir eşleşme. Ne Gasol Lewis'in üçlüklerine engel olabilir, ne de Lewis, Gasol'un o uzun kollarıyla "Triangle Offense"in (Üçgen Hücum, internete bakılacak ne menem bir şeymiş bu...) en önemli parçası olmasına ve içeri dalıp kolay sayı bulmasına mani olabilir. Burada Dwight Howard gelip ikili sıkıştırma yapabilir, bu bir ihtimal. İkinci ihtimal ise, Bynum şayet ilk turdan beri bir türlü sağlayamadığı istikrarı yine yakalayamazsa bu durumda pivot pozisyonuna Gasol geçer ve Gasol-Odom ikilisi Lakers adına Howard'ı zorlamaya çalışır; ama ne kadar yaparlar orası meçhul. Lewis'in üç numaradan bozma bir dört numara olduğunu bilmeyen var mı? Orlando takımı sanki 4 sayısını bilmeyen bir çocuğun beşe kadar sayması gibi bir şey: 1,2,3,3...5. Karşı takımın dört numarası ise Gasol ve açıkçası Magic, Lewis haricinde bu soruna bir çözüm bulamazsa erken tutar evinin yolunu. İşin tuhafı Odom da üç buçuktan bozma bir dört numara gibi oynuyor Lakers'a geleli ve şu aralar bench'ten geldiği için zaafını az seviye hissettiriyor. 

Bynum-Howard: Lakers'ın sağlıklı ve formda bir Bynum'a çok ama çok ihtiyacı var. Ancak benim aklıma gelen şöyle bir senaryo: Maç başlar ve Bynum ilk çeyreğin henüz ilk beş dakikasında iki faul alarak kenara gelir ve ikinci yarıya kadar çıkamaz. İkinci yarı faul yapmayayım derken Howard'ın sayılarına izin verir veya ikili sıkıştırmalardan medet umar. Ardından tekrardan savunmasını sertleştirip 6 faulle yerine oturup bench'te havlu sallamaya başlar. Howard için de benzer bir tehlike mevcut: Kobe içeri drive eder ve Kobe'yi bloklamaya çalışan Howard'ın çok çabuk faul problemine girer (ki Cavs serisinde üç kere 6 faulle oyun dışı kaldı ve bu maçın ikisini Orlando kaybetti. Howard'sız bir Orlando'yu ise Rob Peterson'un tabiriyle "Lakers çiğ çiğ yer." Neyse, burada önemli olan nokta şu: Lakers, tıpku Philadelphia ve Boston'un yaptığı gibi Howard'ı tek adamla mı savunacak, yoksa, Cavs'ın yaptığı yanlışa düşüp iki kişi savunayım derken boşta bir adam mı bırakacak? Bence Lakers aynı hataya düşmez; çünkü Lakers'ın hücum silahı Cleveland'dan daha fazla. 
Yedekler: Kağıt üzerinde (veya klavye üstünde) Lakers'ın yedekleri (bench) daha kaliteli ve katkı yapabilecek oyuncu sayısı daha fazla. Tek problem, Walton, Farmar ve Vujacic'in formda olmaması. Odom ve Shannon Brown arada bir ekstra işler yaptılar ve yine yapabilirler. Orlando cephesinde ise Pietrus bu seride de yeterince meşgul olacak Kobe'yi savunmaya çalışırken. Bunu yaparken arada bir hücumda sayı atmak da aklına gelirse iyi; ama bir çiçekle bahar olmaz. Anthony Johnson, Gortat ve Battie'yi de eklediğimizde, Orlando ilk beşinin sırtına ciddi bir yük biniyor olacak. İşleri zor.
Yazar: Kemal Budak

Hidayet'li Bir NBA Finali

0 yorum:

Yorum Gönder